*
Ana içeriğe atla

Maaşını düşürmüş ve 'ayrıl' demişlerdi: Karikó’nun araştırmasını küçümseyen okulu şimdi Nobel'i kutluyor

mRNA çalışmalarının patentini alan Pennsylvania Üniversitesi milyonlarca dolar kazandı...
Maaşını düşürmüş ve 'ayrıl' demişlerdi: Karikó’nun araştırmasını küçümseyen okulu şimdi Nobel'i kutluyor

Pennsylvania Üniversitesi, mRNA üzerine öncü çalışmalarından dolayı iki araştırmacısının Nobel Tıp Ödülü'ne layık görülmesinin mutluluğunu yaşıyor. Oysa yakın zaman kadar bu bilim insanlarından biri okulda küçümseniyordu. Üniversite Katalin Karikó'yu kampüsün dışındaki bir laboratuvara göndermiş ve maaşını düşürmüştü.

Karikó'nun bazı meslektaşları da mRNA araştırmalarını önemsemedi ve onunla çalışmak istemedi. Fakat Karikó sonunda okulundan bir araştırmacıyı mRNA’yı dönüştürme konusunda kendisiyle birlikte çalışmaya ikna etti. Bu kişi birlikte Nobel kazandığı Drew Weissman’dı.

Karikó sadece kendisini reddedenleri haksız çıkarmakla kalmadı aynı zamanda bilimin zirvesi olarak kabul edilen Nobel Ödülü’nü kazandı. Weissman’la birlikte yaptığı araştırmalar, Covid-19 salgını sırasında dünya çapında insanları koruyan ve şimdi grip, kanser ve diğer hastalıklar için umut vaat eden mRNA aşılarının ortaya çıkmasına yardımcı oldu. mRNA teknolojisinin patentini elinde bulunduran üniversite ise bu teknolojinin lisansını alan ilaç üreticilerinden milyonlarca dolar kazandı.

Karikó ve Weissman prestijli bilim ödülüne layık görüldüğünde kurum bu çalışmalara yönelik bambaşka bir duruş sergiledi. Bu U dönüşü finansal kaynak bulmanın bir yük hâline geldiği, yayın yapmanın sinir bozucu bir mücadele olduğu, alışılmadık ya da iddialı yaklaşımlara sahip olanların destek ve kabul görmekte güçlük çektiği münhasır akademi ve bilim dünyasına bir bakış sunuyor.

Karikó, 1901'den bu yana Nobel Tıp Ödülü'ne layık görülen 13. kadın, 2015'ten bu yana ise ilk kadın oldu.

Lenox Hill Hastanesi'nde beyin cerrahisi bölümünün başkanı olan ve Pennsylvania Üniversitesi’nde hem eğitim gören hem de yıllarca çalışan David Langer, “Bu kusurlu bir sistem” diyor.

Diğer birçok bilim insanı gen temelli farklı bir teknolojinin peşinde koşarken Karikó'nun mRNA'ya olan ilgisine şüpheyle yaklaşan tek kurum Pennsylvania Üniversitesi değildi. O dönemde fikirlerinin ne kadar ‘uçuk’ bulunduğunun bir yansıması olarak, araştırmalarını yayınlamakta ve fon bulmakta zorluk çekiyordu; ki bunlar bilimde ve akademik kademelerde yükselmeyi umanlar için ön koşul sayılıyordu.

Okulla ilişkisinin yıpranmasının bir başka nedeni de şuydu: Karikó meslektaşlarını karşısına alabiliyordu. Sunumlarda genellikle çalışmalardaki hatalara ilk dikkat çeken o oluyordu. Daha sonra söylediğine göre Karikó rencide etmek niyetinde değildi, sadece hataları dile getirme ihtiyacı hissediyordu.

Karikó ile Pennsylvania Üniversitesi arasındaki ilişki yıllar içerisinde iyice gerildi. Macaristan doğumlu olan Karikó, üniversiteye 1989 yılında tıp fakültesinin kardiyoloji bölümünde yardımcı doçent olarak girdi. Kadrolu bir pozisyon olmayan işi, araştırma yapmak ve lisansüstü öğrencilere ders vermekti.

mRNA araştırmasını sürdürme şansı onu çok heyecanlandırdı. Meslektaşlarıyla paylaştığı ofise Macar yemekleri taşıyan Karikó zamanla bölümün dost canlısı bir üyesi hâline geldi. Laboratuvarda geçen uzun bir dönemin ardından Karikó, çeşitli tedaviler geliştirmek için mRNA kullanmayı öneren hibe başvuruları yaptı. Nadiren başarı elde etti. Hakemler bazen okuldaki unvanına dikkat çekerek başvurularını sorguluyordu.

1995 yılında, 40 yaşına girdikten sonra okuldan bir ültimatom aldı: Ayrıl ya da pozisyonunun düşürülmesini kabul et. mRNA ile çalışmaya devam ettiği takdirde fakülte pozisyonunu kaybedecek ve önemli bir maaş kesintisiyle karşı karşıya kalacaktı. Karikó daha düşük maaşlı yeni pozisyonu kabul etti. Bu durum ona mRNA tekniklerini geliştirmeye devam etmek için zaman kazandırdı ve kendisini özgür hissetmesini sağladı. Çok daha sonra verdiği bir röportajda durumu şöyle özetledi:

Dövüş Kulübü gibi, her şeyinizi kaybettiğinizde korkusuz oluyorsunuz.

Karikó'ya göre mRNA mükemmel bir moleküldü; sadece proteinleri oluşturmak için hücre duvarlarının içine girmesi gerekiyordu.

Derken Karikó ve Weissman şeytanın bacağını kırdı ve (bugün devrim niteliğinde olduğu çok daha iyi anlaşılan) müthiş bir buluşa imza attı. Fotokopi makinesinin başında tesadüfen tanışan bu ikili enflamatuar tepkiyi önlemek için mRNA'nın temel bileşenlerini değiştirmeyi başardı. Artık molekül, bol miktarda protein oluşturmak için hücrelere girebiliyordu; bu da yıllar sonra milyonlarca insanın yaşamını kurtaran aşı üretiminin anahtarıydı.

Pennsylvania Üniversitesi mRNA teknolojisinin patentini aldı. Weissman, Karikó ile kendi biyoteknoloji şirketleri için lisans almaya çalıştıklarını ancak okulun talep ettiği fiyatı karşılayamadıklarını anlatıyor.

Son birkaç yıl içinde okul Covid aşıları üreten BioNTech ve Moderna gibi çeşitli şirketlere lisans vererek on milyonlarca dolar kazandı. Karikó ise bugün üniversitenin Nöroşirürji bölümünde ‘misafir’ profesör olarak görev yapıyor.

Karikó'nun patronları onun zamanını boşa harcadığını düşünüyordu. (Fotoğraf: Getty Images)

Karikó'nun öğrencisi ve çalışma arkadaşı olan Langer üniversitenin Karikó’ya ve araştırmasına yönelik tavrının modern bilimin işleyişini yansıttığını söylüyor. Weissman ile yaptığı araştırma riskli bir girişimdi. mRNA buluşlarını gerçekleştirmeleri yıllar aldı ve geleneksel olmayan yaklaşımlarının sonuçsuz kalma ihtimali hep yüksekti. Langer, “Bu durum, kim bilir kaç kişinin daha çalışmalarıyla takdir edilmediği sorusunu akla getiriyor” diyor. Yetenekli insanlar hemen her alanda göz ardı ediliyor. Langer’a göre “Asıl hikâye onun yılmaması.”

Pennsylvania Üniversitesi Rektörü Liz Magill bu hafta yaptığı açıklamada, “Katalin Karikó ve Drew Weissman, bilimsel ilham ve kararlığın somut örneğini temsil eden parlak araştırmacılardır” dedi. Okulun medya ilişkileri direktörü Ron Ozio da şöyle bir açıklama yaptı: “Dr. Kariko'nun üniversitede geçirdiği süre boyunca bilime ve okulumuza yaptığı değerli katkıları takdirle karşılıyoruz ve kendisine minnettarız.”

Bazı bilim insanları ise Kariko'ya yönelik tutumundan dolayı okulu kınadı.

Epidemiyolog ve sağlık ekonomisti Eric Feigl-Ding, “Pennsylvania Üniversitesi Nobel sahibi Dr. Karikó'dan özür dilemesi gerekiyor” dedi. Profesör Florian Krammer ekledi: “Katalin'i kovmadınız mı? Sadece soruyorum…”


Wall Street Journal makalesinden Türkçeleştirildi.

Sizin İçin Seçtiklerimiz

Mashable'da Popüler