İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tiyatrocu Poyraz Deniz Genç ile Söyleşi

Tiyatro kariyerinize nasıl başladınız? Tiyatro ile tanışma hikayenizi paylaşır mısınız?

Almanya Stuttgart’ta doğdum. Orada küçük yaşlarda sizi sahne sanatlarına yönlendiriyorlar. Sosyalleşmek ve çeşitli festivallerde şiirler ve gösteriler için sizi buna teşvik ediyorlar. Bu da aslında küçük yaşlardan gelen bir isteğin gelecekteki yolunu gösteriyor size.

Tiyatro oyunculuğu sizin için ne ifade ediyor? Tiyatroda olmanın size kattıkları nelerdir?

Tiyatro benim için bir yaşam biçimi. Aslında bir arınma aracı oldu. Çünkü tiyatro, duyguların bin bir renkleri ile ahenkli bir alan yaratıyor hayal dünyama. Bunları ortaya koymak ve içinizde olan düşlerin, eylemlerin, sözcüklerin yansıması o denli keyif veriyor. Yani Dünya içinde bir dünya yaratıyor olmak, rüya içinde rüya görmek gibi… Bunun keyifli kısmı da bu benim için. Bu yolda olmakta bana yeni deneyimler ile yaşamın sahnedeki yansımasını yeniden hayal ederek yaratıcı bir süreç oluşturuyor. Fikir, yaratı, hayal gücü ve sanatın biricik olması.

İzmir Devlet Tiyatrosu’nda çalışmanın deneyimini paylaşır mısınız? Bunun yanında tiyatroda sahneye koyduğunuz oyunlardan da kısaca bahseder misiniz?

İzmir Devlet Tiyatrosu’nda olmak güzel ve gurur verici. Özellikle Devlet Tiyatrosu çatısı altında çalışmak sizi büyük ve zorlu bir yaratım oluşturmaya itiyor. Beklenti büyük olunca çalışma süreci de yoğun oluyor. İzmir’de birçok oyun oynadım. Gölge Ustası, Hastalık Hastası, Kantocu, Moira’nın Gece Döngüsü, Medea ve daha birçok eser. Hepsinin zorluğu ve keyfi başka oldu.

Tiyatro kariyeriniz boyunca en zorlu veya zorlayıcı sahne deneyiminiz hangisi oldu?

Aslında hepsi birbirinden zor. Tiyatroda kolay bir şey yok. En ufak rol ile en büyük rol aynı zorlukta. Sizin meseleye nasıl bakmanızla alakalı. Kolay yok, zor var…

Seyircilerinizi etkilemek ve derinlemesine düşünmelerini sağlamak için sahne performansınızda kullandığınız teknikler nelerdir?

Seyirciyi tek bir şey etkiler, ” Samimiyet”. Samimiyet ve doğallık seyircinin en büyük beklentisidir. Çünkü seyirci her şeyin farkında. Oynayan ile oynamayanın da. Yani samimiyet hakikatin en büyük sonucudur. Duygularınız samimiyse seyirci bunu satın alır. Aslında bilet alırken içgüdüsel olarak oyuncu seyirciye bunun karşılığında samimi bir karakter ve hakikat sunmak ister. Eğer duygularınız, sözcükleriniz, eylemleriniz samimiyse tamamdır.

Biraz da AKM’de yeni sezonda sahnelenecek olan “Derviş-Yunus Emre” oyunu ile ilgili sormak istiyorum. Oyunda Yunus Emre karakterine hayat veriyorsunuz. Oyun, konu itibarıyla neyi anlatıyor ve Yunus Emre’nin düşünce dünyası ve insanlık için taşıdığı mesajlar hakkında ne tür mesajlar veriyor?

Yunus Emre’nin bende çok ayrı bir yeri var. Toplumumuzun, kültürümüzün, dilimizin en büyük temsilcilerinden biri. Onun yaşam biçimi, sözcükleri kullanışı, iç dünyasını ustalıkla cümlelere hayat vererek, düşsel ruhunun ne denli bilge biri olduğunun göstergesidir. Yunus Emre aslında bir kök ruh gibi bizim için. İçimizde olan, süre gelen duyguların, isteklerin, arzuların, inancın, umudun ve aşkın vücut bulmuş hâli. Bu çok özel ve güzel bir şey. Halk insanı, bizim özümüz. Oyun onun yolda olan ve bu yolda ne türlü aşamalardan geçtiğini, ne türlü zorluklarla karşılaştığını, Hak’a olan aşkını ararken dem oluşunu, Emre oluşunu anlatıyor.

Yunus Emre’nin karakterini canlandırmak için nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz?

Yunus Emre’yi oynamak benim için büyük bir lütuf. Onu anlayabilmek için büyük bir empati ve duygusal derinliği yakalamak gerek. Yunus Emre öyle bir şair, öyle irfan sahibi bir aşık ki, dili öyle sade ama samimi ki bir cümlesini bile söylemek size büyülü geliyor. Büyülüden kasıt aslında o size bir sirayet katıyor. Onun sade ve samimi dili zaten direkt olarak duygularla hitap ediyor. Empati kurmak, onun çağın ötesindeki şairliği size dümen oluyor. Sizi yoğuruyor ve biçimlendiriyor. Duygunun gücü sözcüklerin ahengini oluşturuyor. Yunus Emre’nin sözcüklerine teslim olabilmek, öze ulaşmayı sağlıyor.

Genç tiyatrocular veya tiyatro yapmayı düşünenler için tavsiyeleriniz nelerdir?

Çalışmak, okumak, gözlemlemek ve tekrar çalışmak…

Son olarak, tiyatro kariyerinizdeki hedefleriniz veya ileride yapmayı düşündüğünüz projeler nelerdir?

Hedefler çok. Bunları bir bir anlatmak zor. Ama şu an için Tiyatro ile yaşam ve çalışmak. Çalışmak zaten başarının yarısı.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir